İzmir’e Ekonomik Bakış
Türkiye Ekonomisi dünya sıralamasında ilk yirmi içerisinde yer alır. Böylesine büyük bir bütünün işleyişini anlayabilmek için parçalarına inmek gerekir. Bir ülke ekonomisinin bütününü oluşturan yaşamsal parçalar da şüphesiz o ülkenin şehirlerinde görülen ekonomik faaliyetleridir. Türkiye’nin metropollerinden biri olan İzmir, her alanda sahip olduğu önemin yanı sıra ekonomik alandaki faaliyetleriyle de ülke ekonomisini önemli ölçüde etkileyecek yapıdadır. Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan İzmir, 16. yüzyıldan beri Akdeniz bölgesinin ve Avrupa’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur.
İzmir sahip olduğu jeopolitik konumunun verdiği olanaklarla Türkiye’nin ikinci en büyük ticaret limanına sahiptir. Bu özelliği ile ilimiz, ülkenin diğer şehirlerinde görülen ekonomik faaliyetlerin dışarıya açılan bir kapısı konumundadır. Ayrıca, oldukça zengin bir tarihin mirasçısı olan il halkının bu sayede oluşan sosyo-kültürel karakteri ve nispeten yüksek eğitim düzeyi, il ekonomik faaliyetlerine nitelikli iş gücü sunulmasında da etkilidir.
Her türlü hammadde ve yarı mamul temininde sağlanan kolaylığı, iç ve dış pazarlara yakınlığı, alt yapıda büyük ölçüdeki yeterliliği, bir üniversite şehri olmasının sağladığı yüksek eğitim düzeyi, girişimcilik düzeyi, ve evrensel ekonomiyle bağlantılı faaliyetlerinin verdiği avantajlarla İzmir, ülke ekonomisini oluşturan diğer iller karşısında mukayeseli bir üstünlüğe sahiptir. İzmir’in Ekonomi’deki yerini ve katkılarını daha iyi anlayabilmek için bazı rakamsal göstergelere de değinmekte fayda vardır.
Nüfusu 3,370,866 olan İzmir, %81 oranında şehirleşmeye sahiptir. Kişi başına düşen 3,215 Dolar’lık milli geliri ile Türkiye sıralamasında altıncıdır. 1990 ve 2000 yıllarına ait nüfus verilerine göre, yıllık ortalama nüfus artışının binde 22.38 ile Türkiye sıralamasında onüçüncüdür. İşgücünün 1,328,000 olduğu İzmir’de, 1,221,760 kişi istihdam edilmektedir. Ülke çapında işsizlik oranının %15’i aştığı bir ortamda her yıl artan bir oranda göç almasına rağmen, %8 civarında görülen işsizlik oranı ile istihdam imkanlarının da paralel olarak arttığı söylenebilir. Ülke ekonomisinin gayri safi yurt içi harcamalarının %7.4’lük payı İzmir’e aittir. Ülke ihracatının %6.5’ini, ithalatının ise %4.8’ini gerçekleştirmektedir. Kentin ekonomisi ağırlıklı olarak sanayi, ticaret, ulaştırma-haberleşme ve tarımsal faaliyetlerinden oluşmaktadır ve ülke ekonomisindeki paydaları sanayide % 30.5, ticarette % 22.9, ulaştırma-haberleşmede % 13.5, tarımda % 7.8’dir. Şehrin ekonomik yapısında nispeten büyük bir paya sahip olan sanayide petrol ve kimyevi ürünler, metal, tekstil, makine, otomotiv, gıda, tütün ve toprağa dayalı sanayi ön plana çıkmaktadır.
Ekonomik büyümenin temel göstergelerinden biri de yatırımlardır. İzmir, tarıma yönelik kamu yatırımlarının %14.7’sini, madenciliğe yönelik yatırımların %1.4’ünü, imalat sanayiine yönelik yatırımların %4.5’ini, enerjiye yönelik yatırımların % 18.5’ini, ve hizmet sektörüne yönelik yatırımların ise %2.8’ini paylaşmaktadır. Toplam kamu yatırımlarının %41’i dış kaynaklıdır. Bu da yabancı girişimcilerin ilgi odağı olduğunun bir göstergesidir.
Son ekonomik krizde İzmir ili de üretim daralmasıyla karşı karşıya kalmıştır. Özellikle tekstil sektöründe bu daralma % 40’lara kadar ulaşmıştır. Bu olumsuzluklara karşın İzmir ilinde turizm potansiyeli gelişmesini sürdürmüş, özellikle seracılık ve gıda sektöründeki yatırımlar il ekonomisinin büyümesine büyük katkıda bulunmuştur. Bunun en belirgin göstergesi ilin kişi başına ödenen vergi ile Türkiye sıralamasında dördüncü olmasıdır.
İzmir limanı öteden beri bir ihracat limanıdır ve bu yönüyle gelişmesi bir beklentidir. Ne varki, periferisine giren illerin ihracatını yaparak düzenli bir alt yapıya ulaşamamıştır. Liman hizmetlerini destekleyecek lojistik yapı ile finans kurumlarının geliştirilmesi istenen düzeyde değildir. Yüksek Teknolojiye bağlı Ege Serbest Bölgesiyle ilk atılımını yapmıştır. Büyümeyi gerçekleştirecek girişimci düzeyi de yüksektir. Eğitim Kurumları işletmelerin gereksinim duyduğu beceri ve teknolojik bilgiye sahip elemanlar yetiştirmektedir.
Sosyal, kültürel, sportif ve rekreatif aktiviteleri, ticari, sınai, turistik firmaları, birleşik sektörel şirketleri, hipermarketleri, esnafı, KOBİ’leri, yabancı yatırımcıları, hizmet sektöründeki firmaları, OSB, Fuar, Teknopark ve Serbest Bölge vb. oluşumları, eğitim kurumları, enerji projeleri, alt ve üstyapı yatırımları ile birlikte ilin sahip olduğu potansiyeli, girişimcilere ve çalışanlara yepyeni iş olanakları sunmaktadır.
Yüksek eğitim düzeyi, başarılı girişimcileri ile ülke gelişimine gelecekte de katkı sağlamayı vaad eden İzmir’in belirtilen potansiyelini olumlu yönde kullanılmasını sağlayacak her türlü yatırım, ülke ekonomisine daha da büyük katkılarla geri dönecektir.